İSLAMDA ASTROLOJi
Astroloji, dilimize çevrildiğinde yıldız
bilimi olarak adlandırılan ve gökyüzündeki 12 burcun, gezegen hareketlerinin
insanın yapısını, yaratılışını nasıl etkilediğini araştıran, fal ve büyücülükle
ilgisi olmayan gerçek bir bilimdir.
Astroloji hakkında bilgi verirken gezegenlerin konumları, zodyak
ve güneşin hangi burçta olduğu gibi kafa karıştırıcı bilgileri değil,
astrolojinin bilinmeyen anlamı ve ipuçları hakkında bilgi verecek, İslam’da
astrolojinin ne anlama geldiği hakkındaki açıklamalara yer vereceğim.
Türkiye’de astroloji, fal ve büyücülükle
karıştırılarak bilimsel düşünen ve aklın yolundan giden insanlar tarafından
inanılırlığını kaybetmiştir. Astroloji gerçek bir bilim dalıdır. Ancak;
bu bilim dalını net olarak anlamak için İslam dini temeline oturulmadan
değerlendirme yapılırsa doğru sonuçlara ulaşılamaz. Çünkü, Yüce Allah
Kur’an-ı Kerim’de yıldız ve gezegenlerin belli bir amaç doğrultusunda insanın
hizmetine verildiğini kesin bir dille ifade eder.
Bizim açımızdan astrolojiyi önemli kılan Kur’an-ı
Kerim’deki Burçlar Suresidir. Diğer taraftan yine Kur’an, insanın
dört element üzerine yaratıldığını vurgular.
“Allah, insanı pişmiş (ATEŞ ve HAVA) çamur (TOPRAK ve
SU) gibi bir balçıktan yarattı” RAHMAN 14
Daha sonra, pişmiş çamura Cenab-ı Allah, kendi
nefesini ekleyerek (RUH) insanı tamamladığını bildirir.
“Hani Rabbin meleklere “Ben kuru bir çamurdan
şekillendirilmiş balçıktan bir insan yaratacağım. Onu düzenleyip içine ruhumdan
üflediğim zaman, onun için hemen saygı ile eğilin” demişti” HİCR 28
Astroloji’de Güneş ve Ay’ın konumları da doğum anında
kişisel özellikler bakımından ciddi bilgiler edinmemizi sağlar. Burada Güneş
Burcu, Ay Burcu ve Yükselen Burç çok önemlidir.
GÜNEŞ BURCU
İnsanın “Bireylik” yönünü belirler. Doğum anında güneş’in
bulunduğu konuma göre egoyu, istekleri, nelerden hoşlandığını belirleyen alan
olarak ifade edilir.
AY BURCU
İnsanın “Kişilik” yönünü belirler. Duygusal tepkileri,
bakış açısını ve içinde bulunulan duruma göre ne hissedebileceğini (sevgi,
merhamet, cesaret, sinirlilik vb.) açıklayan çekim etkisidir.
YÜKSELEN BURÇ
Doğum anında doğu ufkundan yükselen burcu ifade eder.
Dünyayı nasıl algıladığımızı, başlangıçları nasıl yaptığımızı, dış görünüş ve
olaylara tepki özelliğini ifade eder. Genellikle 25 -30 yaşından sonra yükselen
burç etkisini daha çok gösterir. Güneş burcunun etkisi ortalama 28 yaşına kadar
çok etkilidir. Bu yaştan sonra yükselen burç özelliklerini arttırarak gösterir.
Kişi mesleğini yükselen burcuna göre belirlemelidir. 28 yaş öncesi seçilen bir
meslek bir süre sonra kişiyi boğabilir. 28 yaş öncesi bir evlilik boşanma ile
sonuçlanabilir. Yükselen burç için doğum saati bilinmelidir.
Bu noktada burçlarla ilgili genel bilgileri yaratılışın
temel elementleri olan ATEŞ, HAVA, SU, TOPRAK ve RUH’la birleştirdiğimizde
ortaya şu sonuç çıkacaktır. Burçlar ve elementler bizlerin anne karnında
başlayan, doğum günü ve saatine kadar devam eden kodlanma sürecidir. Bu kodlama
sayısız farklı versiyon ortaya çıkarabilecek güçte ve yeterliliktedir. Bunun
için de yaratılan insan bir diğerine yaratılış özellikleri bakımından asla
benzemez.
Pişmiş çamurdaki dört elementin özelliklerine bakalım.
ATEŞ GRUBU : KOÇ -ASLAN – YAY
Diğerlerine göre daha öfkeli, aceleci, hırslı, cömert
ve hayat dolu yaratılışa sahiptir. İnsanın SOL yanını temsil eder.
HAVA GRUBU : TERAZİ – KOVA – İKİZLER
Akıllı, konuşkan, entellektüel ve diğerlerine göre
daha havalı tipleridir. Aşağılama, küçük görme, alay etme eğilimleri vardır. En
iyi meziyetlerin kendilerine verildiğini düşünerek insanın SAĞ tarafını temsil
ederler.
TOPRAK GRUBU : BOĞA – BAŞAK – OĞLAK
Mala, mülke, varlığa diğerlerine göre daha fazla önem
verirler. İyi iş adamı – iş kadını olabilirler. Geleceği sağlama alma konusunda
hassa oldukları için insanın ÖN tarafını temsil ederler.
SU GRUBU : YENGEÇ – AKREP – BALIK
Duygusal, yardımsever, romantik, mantık yerine
duyguyla karar veren, edebiyat, şair, tasarımcı olabilecek kişilerdir. Geçmişte
yaşananlara takıldığı için geçmişi yani insanın ARKA tarafını temsil ederler.
Bütün bu bilgileri çok iyi anlayan ve bilen bir
başkası daha vardır…ŞEYTAN !
Şeytan, insanı çok iyi tanıdığı için yaratılıştaki
dört elementin insana verdiği zayıflıklardan hareket ederek, insanı nasıl
yenilgiye uğratacağını bilerek Allah’a isyan etmiştir.
“insana önlerinden (TOPRAK = Cimrilik), arkalarından
(SU = Duygusallık), sağlarından (HAVA = Kibir) ve sollarından (ATEŞ = Öfke ve
Gurur) sokulacağım. Sen de çoğunu şükredici bulmayacaksın” ARAF 16
Tüm bu bilgiler ışığında, insanın yaratılış
özellikleri, zaafları, kabiliyetleri, özellikleri, dostu, düşmanı
belirlenebildiğine göre İslami anlamda Astroloji açısından aranılan cevap şu
şekilde olmalıdır.
İnsan yaratılışı itibarıyla pişmiş çamur (4 Element)
ve Ruh’tan (Esma-ûl Hüsna) oluşmuştur. Bu oluşum, dünya’ya geldiği an itibarıyla
kodlanmış ve imzalanmıştır. İnsan astrolojik bilgilerle kendisini tanıyıp
olumlu ve olumsuz özellikleriyle dünya hayatı için seçimlerini doğru yapmalı,
hayatının sonuna kadar ise yaratılışından gelen eksikliklerini bilerek bu yönde
nefs ve şeytanla mücadele ederek ahiret hayatını garantiye almalıdır.
Ahiretteki “SIRAT” köprüsünden geçme kılavuzu bu
hayatın ve insanın içindedir. Bizim onu geçme becerimiz astroloji kodlarının
çözülmesiyle anlaşılabilir. Astroloji haritalarının yaptığı ikazlar dikkate
alınırsa Sırat köprüsünü bu dünyada geçmek mümkün olabilir.
Son söz olarak Astroloji, insanın kendini tanımasına
yardımcı olmak ve yaratılış özelliklerini anlamak ve yine bu doğrultuda
zaaflarını bilerek önlem almak ve nelere dikkat etmesi gerektiğini açıklayan
gerçek bir bilim dalıdır. Gayrimüslim toplumların kullandığı yöntemler gibi fal
ve kehanet aracı değildir.
Elbette ki zodyak, zodyaktaki evler, konumlar,
gezegenlerin açıları son derece önemlidir. Bu özellikler sizin nasıl bir
kişilik olacağınızı, hangi yeteneklere sahip olacağınızı, çocukluğunuzu,
gençliğinizi, yetişkinliğinizi, nasıl bir çalışan olacağınızı, eş seçiminizi,
bakış açınızı, duygu değişimlerini ve gelişimlerini işaret edecektir. Ancak;
gezegen konumlarıyla ilgili bilgi, uzman olmadıkça veya bu işin öğrencisi
olmadıkça gereksiz ve yorucu bir bilgi olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder