İkamet Astrolojisi
Devrim Yılmazer
(İngilizce
Local Space, Almanca Standortastrologie)
İkamet astrolojisi, astrokartografik yöntemlerin belki de en az bilineni ancak oldukça kullanışlı bir kolu olarak karşımıza çıkıyor. Kartografik astrolojinin bu türü, kişinin şu an bulunduğu yere göre çıkarılan bir horoskop türüdür ve bulunulan ikametten başlayarak, tüm planet hatları bölgeye ve ötesine yerleştirilir.
İkamet astrolojisi, anlamsal olarak aslen Feng Shui ile bağlanabilir. Feng Shui, kelime anlamı olarak “Rüzgar (ve) Su” demektir ve şansın, mutluluğun ve sağlığın, ikamet ettiğimiz çevreyle uyumlu olduğu hakikati temeline dayanır. Sonuçta iki ayrı insan aynı ortamda bulunduklarında farklı duygulara sahip olabilirler ve bu durumda anlatılmak istenen de, “Rüzgar ve Suyun” bizdeki etkilerinin çeşitliliğiyle veya her insanda farklı farklı yansımasıyla açıklanabilir. Bulunulan yerin enerjisiyle uyum içinde olup olmadığımız, Feng Shui’nin temelini oluşturuyor.
Eva Wong’un tanımıyla Feng Shui, “…rüzgar ve sudur; yaşamın çevreyle uyumunu anlatan Taoist sanat ve bilimdir.” Taoizm'de görülen 5 element her doğada ve eşyada bulunduğundan, bizi çevreleyen her şeyde de dolayısıyla varolur ve bunlar, doğru ve anlamlı bir kullanımla bireye uygulanabilirler.
Feng Shui’nin ve (ikamet astrolojisinin) kökü, aslen “jeomanti”ye dayanır. Jeomanti ise “Yerin (=Dünya’nın) bilgeliği” anlamına gelir ve Yunanca Gaia=Dünya ve Manteia=Bilgelik kelimelerinden oluşturulmuştur. Jeomanti, Dünya’nın doğal enerji akımları ve merkezleriyle ilgilenir ve yerin enerji ağına önem verir. Örneğin neden sürekli aynı yerde binlerce yıl tanrıların kutsandığı gibi bir soru, Jeomantik bir sorudur.
Klasik Feng Shui’de göksel yönler, evin merkezine yerleştirilir ve evin hangi bölümünün hangi yöne baktığı belirlenir. Her bir yön ise belirli bir anlam taşır. Her bir yönün belirli bir anlam taşıdığına örneğin Kızılderili kültüründe de rastlanıyor; “Kızılderililer, uyandıklarında doğuya doğru bakmak istediklerinden, uyurlarken batı yönüne doğru yatarlar. Bu, Avrupa’da genellikle kuzey yönüdür.”
İşte gök yönlerinin evin, bulunulan yerin, kentin ya da ülkenin merkezine yerleştirilmelerine ve bunun da dışında, o belirli yönlerden geçen her bir planet hattının bir horoskop grafiğinde gösterilmesine “İkamet horoskopu” diyoruz. Buradaki en önemli nokta, bir ikamet horoskopunda doğum tarihi ve saatinin aynı bırakılması, ancak yerin, bulunulan yer bazlı alınmasıdır; örneğin İstanbul doğumluysak ancak şu anda Tokyo’da yaşıyorsak, o taktirde ikamet horoskopu Tokyo’ya göre, ama örneğin yine İstanbul’da yaşıyorsak İstanbul’a göre çıkarılır.
İkamet horoskopu ya da ikamet astrolojisi, ekliptik pozisyonların ufuk sistemine taşınmasıdır. Ufuk sistemi ise astrolojik hesaplamalar için azami önem taşır; öyle ki, bir doğum haritası için gerekli hesaplamalar, ufuk sisteminde kullanılan koordinatlar olmadan çıkarılamaz. Bu anlamda ikamet sistemi, özünde ufuk sistemidir.
Ufuk sistemi, gerçekte astronomi ve astrolojide kullanılan 4 büyük ölçüm çemberlerinin birinden başka bir şey değildir ve bu çemberler de, ufuk, ekliptik, ekvator ve 0 dikey (ya da düşey) çemberleridir. Bunlar büyük çemberler ve koordinat sistemleridir ve onların yardımıyla Dünya’nın pozisyonunu, Güneş sistemine ve evrene olan ilişkisini belirleyebiliyoruz.
Herhangi bir yerde bulunduğumuzda istenilen herhangi bir yöne doğru bakabilir ve örneğin geceleyin yıldızlar ve planetleri gözlemleyebiliriz. Kendi etrafımızda bir kez döndüğümüzde, aslen ufukta 360 derecelik bir çemberde dönmüş oluyoruz ve bu çember de azimut olarak tanımlanır. Ufuk ise, bildiğimiz standart burçlar kuşağıyla aynı şey değildir çünkü bu kuşak, bilindiği üzere ekliptiğe yani Güneş yörüngesine dayanır. Dünya’nın, bulunduğumuz herhangi bir yerinde ise, sürekli olarak bu 360 derecelik azimut tarafından çevreleniyoruz.
İkamet astrolojisinde önemli olan, planetlerin yüksekliği yani azimuta göre ufkun neresinde bulunduklarıdır. Ve işte buna dayanılarak bir ikamet horoskopu elde ediliyor.
İkamet astrolojisi, daha önce de söylendiği üzere, planetlerin köşe evleri pozisyonlarının hatlar halinde Dünya üzerinde izdüşümünün gösterilmesidir: “Bunun dışında belirtilmesi gereken bir başka şey de, ikamet horoskopunun şu anda bulunulan ikamete göre çıkartılması gerektiğidir; böylece tarih ve zaman aynı kalırken gökyüzü ortası (X. ev) ve Vertex noktası (ASC dahil), bulunulan ikametin enlem ve boylamlarıyla belirlenir.
Bu planet hatları, seyahat ettiğin ya da taşındığın her ikamette bulunur çünkü onlar, belirli bir enlem ve boylam için hesaplanırlar. Doğum saati ve tarihi değiştirilemez; zaman dondurulur, ancak uzay ve yer değişebilirler. İşte bu, ikamet astrolojisinin altında yatan temel bilgidir.
Bir başka ifadeyle, natal planetler arasındaki açılar her zaman aynı kalır ancak köşe evleri bir yerden diğer bir yere kayarlar; yani planetlerin kendi aralarındaki açısal mesafe aynı bile kalsa, ana akslara olan planet açıları her bir bölgede değişik olacaktır. Dolayısıyla her bir bölgenin bize sunabileceği şanslar ya da engeller de, bu haritalar sayesinde görülebilir.”
Alttaki grafiklerden ilki bir doğum haritasını ve ikincisi ile üçüncüsü de o haritanın ayrı bölgelerdeki ikamet horoskopları şeklinde açılımını göstermektedir.
Horoskop I. Bayan Y, 23.02.1975, 20:00, İstanbul / Türkiye
Horoskop II. Bayan Y İkamet horoskopu / İstanbul
Horoskop III. Bayan Y İkamet horoskopu / Tokyo
Ufuk astrolojisinin tarihine kısa bir değinilecek olursa, aslen “ufuk sisteminin başlangıcı yaklaşık olarak MÖ 6000 yılına dayandığını ve bunun da nedeninin altında, aslen sistemin kullanım kolaylığının yattığını anlayabiliyoruz. Ufuk sisteminin gerçek kökleri de, İtalya, batı Afrika, bugün Irak ve İran’ın olduğu bölgeye ve Çin’e kadar uzanmaktadır.”
Steve Cozzi, ikamet astrolojisinin astrolojinin diğer tekniklerine oranla bu yüzyıl içerisinde daha az dikkate alındığını belirtiyor: “Bu alanda 70'li yıllara kadar oldukça az bir ilerleme oldu. Her ne kadar doğum yerinden uzaklaşmayla ASC ve MC’nin kaydığı gerçeği bilinse de, yine de bu sistemden tam olarak faydalanabilmek mümkün olmadı. Ne var ki birkaç istisna da vardı. Bunlardan birisi L. Edward Johndro’dur ve koordinatlar sistemiyle ilgili konseptleri teori ve pratikte yaşamda tutabilmiştir. Johndro, konuya ilişkin 2 ana çalışmasını 1930′da yazmış ve yayınlamıştır. Johndro, çalışmalarında koordinatlar sistemini yaşayan organizmalar olarak görüyordu.
Bu alandaki diğer bir astrolog ta Charles Jayne’dir ve konuya ilişkin yetilerini sayısız çalışma ve araştırmada göstermiştir.
Ne var ki ufuk/azimut sisteminin pratik anlamı, ilk olarak Michael Erlewine ve eşinin çalışmaları sayesinde anlaşıldı. Erlewine’lerin özellikle belirttiği şey, bu sistemde Dünya'nın majik bir daire olduğudur; her kent ve her arkadaş enerji formunda bir tesir merkezine dönüşmektedir. Bulunulan yerde maji, cadılık kültü ve sihrin uzun tarihi, ilk kez pratik bir realite kazanmaktadır. Bu tür bir perspektiften bakıldığında, Dünya büyük bir tılsım ya da güçlü bir ritüel, seremoni yeri olarak görülüyor. Bu astrologların en büyük özellikleri, majik dairenin bu büyük gücünü, ilk kez bireyin eline sunmuş olmalarıdır. Erlewine’ler sistemlerini Local Space (yer ve uzay astrolojisi, ikamet astrolojisi) olarak isimlendirdiler.”
İkamet astrolojisi birçok insana, daha verimli, daha mutlu ve daha yeterli bir yaşam konusunda yardım ediyor. Bu astroloji, kişiyi, kişisel gezegenlerinin konularıyla ilişkiye geçirebilir ve daha doyurucu bir yaşam sunabilir. Bunun da dışında, yolculuklarda ve ikamet yerlerinde kişinin seçimler yapmasını kolaylaştırabilir; hangi seyahatlerin ya da hangi mekanların, ikametlerin, yaşanacak yerlerin kişinin ruhsal ve bedensel sağlığı açısından daha tatmin edici olduğu konusunda hüküm vermemizi kolaylaştırabilir.
İkamet astrolojisi, astrokartografik yöntemlerin belki de en az bilineni ancak oldukça kullanışlı bir kolu olarak karşımıza çıkıyor. Kartografik astrolojinin bu türü, kişinin şu an bulunduğu yere göre çıkarılan bir horoskop türüdür ve bulunulan ikametten başlayarak, tüm planet hatları bölgeye ve ötesine yerleştirilir.
İkamet astrolojisi, anlamsal olarak aslen Feng Shui ile bağlanabilir. Feng Shui, kelime anlamı olarak “Rüzgar (ve) Su” demektir ve şansın, mutluluğun ve sağlığın, ikamet ettiğimiz çevreyle uyumlu olduğu hakikati temeline dayanır. Sonuçta iki ayrı insan aynı ortamda bulunduklarında farklı duygulara sahip olabilirler ve bu durumda anlatılmak istenen de, “Rüzgar ve Suyun” bizdeki etkilerinin çeşitliliğiyle veya her insanda farklı farklı yansımasıyla açıklanabilir. Bulunulan yerin enerjisiyle uyum içinde olup olmadığımız, Feng Shui’nin temelini oluşturuyor.
Eva Wong’un tanımıyla Feng Shui, “…rüzgar ve sudur; yaşamın çevreyle uyumunu anlatan Taoist sanat ve bilimdir.” Taoizm'de görülen 5 element her doğada ve eşyada bulunduğundan, bizi çevreleyen her şeyde de dolayısıyla varolur ve bunlar, doğru ve anlamlı bir kullanımla bireye uygulanabilirler.
Feng Shui’nin ve (ikamet astrolojisinin) kökü, aslen “jeomanti”ye dayanır. Jeomanti ise “Yerin (=Dünya’nın) bilgeliği” anlamına gelir ve Yunanca Gaia=Dünya ve Manteia=Bilgelik kelimelerinden oluşturulmuştur. Jeomanti, Dünya’nın doğal enerji akımları ve merkezleriyle ilgilenir ve yerin enerji ağına önem verir. Örneğin neden sürekli aynı yerde binlerce yıl tanrıların kutsandığı gibi bir soru, Jeomantik bir sorudur.
Klasik Feng Shui’de göksel yönler, evin merkezine yerleştirilir ve evin hangi bölümünün hangi yöne baktığı belirlenir. Her bir yön ise belirli bir anlam taşır. Her bir yönün belirli bir anlam taşıdığına örneğin Kızılderili kültüründe de rastlanıyor; “Kızılderililer, uyandıklarında doğuya doğru bakmak istediklerinden, uyurlarken batı yönüne doğru yatarlar. Bu, Avrupa’da genellikle kuzey yönüdür.”
İşte gök yönlerinin evin, bulunulan yerin, kentin ya da ülkenin merkezine yerleştirilmelerine ve bunun da dışında, o belirli yönlerden geçen her bir planet hattının bir horoskop grafiğinde gösterilmesine “İkamet horoskopu” diyoruz. Buradaki en önemli nokta, bir ikamet horoskopunda doğum tarihi ve saatinin aynı bırakılması, ancak yerin, bulunulan yer bazlı alınmasıdır; örneğin İstanbul doğumluysak ancak şu anda Tokyo’da yaşıyorsak, o taktirde ikamet horoskopu Tokyo’ya göre, ama örneğin yine İstanbul’da yaşıyorsak İstanbul’a göre çıkarılır.
İkamet horoskopu ya da ikamet astrolojisi, ekliptik pozisyonların ufuk sistemine taşınmasıdır. Ufuk sistemi ise astrolojik hesaplamalar için azami önem taşır; öyle ki, bir doğum haritası için gerekli hesaplamalar, ufuk sisteminde kullanılan koordinatlar olmadan çıkarılamaz. Bu anlamda ikamet sistemi, özünde ufuk sistemidir.
Ufuk sistemi, gerçekte astronomi ve astrolojide kullanılan 4 büyük ölçüm çemberlerinin birinden başka bir şey değildir ve bu çemberler de, ufuk, ekliptik, ekvator ve 0 dikey (ya da düşey) çemberleridir. Bunlar büyük çemberler ve koordinat sistemleridir ve onların yardımıyla Dünya’nın pozisyonunu, Güneş sistemine ve evrene olan ilişkisini belirleyebiliyoruz.
Herhangi bir yerde bulunduğumuzda istenilen herhangi bir yöne doğru bakabilir ve örneğin geceleyin yıldızlar ve planetleri gözlemleyebiliriz. Kendi etrafımızda bir kez döndüğümüzde, aslen ufukta 360 derecelik bir çemberde dönmüş oluyoruz ve bu çember de azimut olarak tanımlanır. Ufuk ise, bildiğimiz standart burçlar kuşağıyla aynı şey değildir çünkü bu kuşak, bilindiği üzere ekliptiğe yani Güneş yörüngesine dayanır. Dünya’nın, bulunduğumuz herhangi bir yerinde ise, sürekli olarak bu 360 derecelik azimut tarafından çevreleniyoruz.
İkamet astrolojisinde önemli olan, planetlerin yüksekliği yani azimuta göre ufkun neresinde bulunduklarıdır. Ve işte buna dayanılarak bir ikamet horoskopu elde ediliyor.
İkamet astrolojisi, daha önce de söylendiği üzere, planetlerin köşe evleri pozisyonlarının hatlar halinde Dünya üzerinde izdüşümünün gösterilmesidir: “Bunun dışında belirtilmesi gereken bir başka şey de, ikamet horoskopunun şu anda bulunulan ikamete göre çıkartılması gerektiğidir; böylece tarih ve zaman aynı kalırken gökyüzü ortası (X. ev) ve Vertex noktası (ASC dahil), bulunulan ikametin enlem ve boylamlarıyla belirlenir.
Bu planet hatları, seyahat ettiğin ya da taşındığın her ikamette bulunur çünkü onlar, belirli bir enlem ve boylam için hesaplanırlar. Doğum saati ve tarihi değiştirilemez; zaman dondurulur, ancak uzay ve yer değişebilirler. İşte bu, ikamet astrolojisinin altında yatan temel bilgidir.
Bir başka ifadeyle, natal planetler arasındaki açılar her zaman aynı kalır ancak köşe evleri bir yerden diğer bir yere kayarlar; yani planetlerin kendi aralarındaki açısal mesafe aynı bile kalsa, ana akslara olan planet açıları her bir bölgede değişik olacaktır. Dolayısıyla her bir bölgenin bize sunabileceği şanslar ya da engeller de, bu haritalar sayesinde görülebilir.”
Alttaki grafiklerden ilki bir doğum haritasını ve ikincisi ile üçüncüsü de o haritanın ayrı bölgelerdeki ikamet horoskopları şeklinde açılımını göstermektedir.
Horoskop I. Bayan Y, 23.02.1975, 20:00, İstanbul / Türkiye
Horoskop II. Bayan Y İkamet horoskopu / İstanbul
Horoskop III. Bayan Y İkamet horoskopu / Tokyo
Ufuk astrolojisinin tarihine kısa bir değinilecek olursa, aslen “ufuk sisteminin başlangıcı yaklaşık olarak MÖ 6000 yılına dayandığını ve bunun da nedeninin altında, aslen sistemin kullanım kolaylığının yattığını anlayabiliyoruz. Ufuk sisteminin gerçek kökleri de, İtalya, batı Afrika, bugün Irak ve İran’ın olduğu bölgeye ve Çin’e kadar uzanmaktadır.”
Steve Cozzi, ikamet astrolojisinin astrolojinin diğer tekniklerine oranla bu yüzyıl içerisinde daha az dikkate alındığını belirtiyor: “Bu alanda 70'li yıllara kadar oldukça az bir ilerleme oldu. Her ne kadar doğum yerinden uzaklaşmayla ASC ve MC’nin kaydığı gerçeği bilinse de, yine de bu sistemden tam olarak faydalanabilmek mümkün olmadı. Ne var ki birkaç istisna da vardı. Bunlardan birisi L. Edward Johndro’dur ve koordinatlar sistemiyle ilgili konseptleri teori ve pratikte yaşamda tutabilmiştir. Johndro, konuya ilişkin 2 ana çalışmasını 1930′da yazmış ve yayınlamıştır. Johndro, çalışmalarında koordinatlar sistemini yaşayan organizmalar olarak görüyordu.
Bu alandaki diğer bir astrolog ta Charles Jayne’dir ve konuya ilişkin yetilerini sayısız çalışma ve araştırmada göstermiştir.
Ne var ki ufuk/azimut sisteminin pratik anlamı, ilk olarak Michael Erlewine ve eşinin çalışmaları sayesinde anlaşıldı. Erlewine’lerin özellikle belirttiği şey, bu sistemde Dünya'nın majik bir daire olduğudur; her kent ve her arkadaş enerji formunda bir tesir merkezine dönüşmektedir. Bulunulan yerde maji, cadılık kültü ve sihrin uzun tarihi, ilk kez pratik bir realite kazanmaktadır. Bu tür bir perspektiften bakıldığında, Dünya büyük bir tılsım ya da güçlü bir ritüel, seremoni yeri olarak görülüyor. Bu astrologların en büyük özellikleri, majik dairenin bu büyük gücünü, ilk kez bireyin eline sunmuş olmalarıdır. Erlewine’ler sistemlerini Local Space (yer ve uzay astrolojisi, ikamet astrolojisi) olarak isimlendirdiler.”
İkamet astrolojisi birçok insana, daha verimli, daha mutlu ve daha yeterli bir yaşam konusunda yardım ediyor. Bu astroloji, kişiyi, kişisel gezegenlerinin konularıyla ilişkiye geçirebilir ve daha doyurucu bir yaşam sunabilir. Bunun da dışında, yolculuklarda ve ikamet yerlerinde kişinin seçimler yapmasını kolaylaştırabilir; hangi seyahatlerin ya da hangi mekanların, ikametlerin, yaşanacak yerlerin kişinin ruhsal ve bedensel sağlığı açısından daha tatmin edici olduğu konusunda hüküm vermemizi kolaylaştırabilir.
Kişinin kaldığı yerle ilişkili olarak, örneğin kentin hangi bölgesinin
kişinin iş seçimi için daha uygun olduğu hakkında bir fikir edinmemizi
kolaylaştırabilir ya da örneğin en basitinden, kitaplarımızı evimizin hangi
bölümünde bulundurmamız gerektiğini söyleyebilir.
İkamet astrolojisi (ve Astrokartografi) fazlasıyla fiziksel temeller üzerine oturmuş gibi görünse de, aslında kişinin maneviyatı hakkında bilgi de verebilir. Örneğin kariyerimize ilişkin olarak aklımızdan geçen bir bölge - oraya hiç gitmesek de - bu konu hakkında bir fikir verebilir. Ya da örneğin neden oturduğumuz yerin ya da kentin ya da Dünya’daki herhangi bir yerin bazı köşelerini ya da oralardan gelen insanları daha sempatik ya da antipatik bulabiliyoruz? Bu tür bir soruya da ikamet astrolojisi yardımıyla cevap verebilmek olasıdır. Fiziksel ve düşünsel tabanda gerçekleşen ikamet astrolojisi örnekleri için,”Solar & Lunarkartografi“ isimli makaleye de ayrıca bakabilirsiniz.
Atalarımız her ne kadar kişinin gittiği yeri değiştirdiğini söyleseler de, bu astrokartografik mantıkta çok iddialı bir deyiş olarak karşımıza çıkamıyor; yer bizimle değil biz yer sayesinde dönüşüme uğruyoruz.
Dolayısıyla, bu kadar net ve fiziki bir metot bile, aslında anlamını daha büyüsel bir tabanda açabilir. Her yer, her mekan, her istikamet ve her ikamet aynı bile olsa, bizler bunlara ayrı ayrı, doğum haritamızın gereğine göre anlamlar veriyoruz; örneğin Hamburg birisi için belirli bir gizem ve çekiciliğe sahip olabilirken, bir diğeri için eziyetten başka bir anlama gelemeyebilir. İşte böyle bir durumda kartografik astroloji, yerin ruhunu gözler önüne serebiliyor. Dolayısıyla bundan çekilecek sonuç, her yerin herkes aynı özelliğe sahip olmadığıdır. Herkes kendi temelinde sıcağa, soğuğa ya da 4 elemente ayrı ayrı reaksiyon gösteriyor. Kızılderililer de, Çinliler de ve birçok farklı toplum da yeri kutsallaştırdılar ve ona bir ruh verdiler.
Ancak tabi ki günümüz şart ve koşulları, kişinin özgürce istediği yerlere gidebilmesine ve oralarda yaşamasına olanak sunmuyor; ne var ki bu sistemin gerektirdiği bir olay ve biz de öyle görünüyor ki, bir süre daha bu kısıtlılıklarla yaşamak zorunda kalacağız.
İkamet astrolojisinde bulunduğumuz her yer planetsel tabanda semboliklerini bulabilir; öyle ki buna evimiz de dahildir. Genel olarak evimizden geçen planet hatlarına uygun olarak eşya yerleştirilmesi uygun görülür ve bu her ev için değişiktir.
Öncelikle evinizi ve mümkün olabildiği kadar çok eşyayı bir kağıda çizmeye çalışın. Bunu yaptıktan sonra ikamet haritanızı tam olarak evinizin merkezine koyun. Merkezi tam belirleyebilmek için ev planı yeterlidir. Eğer bu bulunmuyorsa, göz kararı da olsa bir merkez belirlemeye çalışın. Yönleri ise bir pusula sayesinde bulabilirsiniz. Bu aşamadan sonraysa, artık size sadece ikamet horoskopunuzu bu planın üzerine koymak ve hangi planet hattının hangi kısımdan, hangi eşyalar üzerinden…vb. geçtiği gibi ayrıntıları belirlemek kalıyor.
Evin her bir bölümünün genel planetsel semboliklerini izleyen satırlarda görebilirsiniz. Bu anlamlar her ne kadar genel geçer olsa da, yine astrolojide temel kuralımız her zaman doğum haritasının baz alınması gerçeği olduğu için, doğum haritasındaki açılara, ev ve burç konumlarına…vs. dikkat etmek ve bu genel anlamları kişisel anlamlarla kombine etmek gerekir. Steve Cozzi, bu noktada bir yönden geçen planet hattının, onun tam karşısında da etkili olacağından bahsediyor ancak asıl planet yönünün daha güçlü bir tesir gösterebilmesinin de mümkün olduğunu belirtiyor.
Evde Planet Hatları
Güneş hattı: Bu alanda göze çarpan objeler bulunur. Eşyalar kişisel bir ton sahibidirler ve bu yer kişiye özel bir alandır. Yuvarlak ve altın ya da kavuniçi renkli objeler burada anlam kazanırlar.
Ay: Bütün canlılar, bitkiler, hayvanlar… için pozitif bir yerdir. Dalgalanma (sallanma) ve hassasiyete neden olabilirler. Yanardöner, gümüşi ve mavi renkler ile hatlar ya da dalgalarla uyumlu olabilen içbükey nesneler buraya uygundur. Burası doğal ve pasif bir yerdir.
Merkür: Bu yer insanlara konuşan bir alandır; notlar okunur, telefonlara bakılır, mektuplar gönderilir. Konuşmak ve çalışmak için uygun bir yerdir. Cılız, açık objelerin en iyi bu hatta etkileri vardır.
Venüs: Bu hatta objelerin güzellik ve çekiciliği ön plana çıkarılır. Burası aynı zamanda birlikteliği de simgeler; hoş bir yerdir. Zarif yuvarlaklıktaki nesneler ve rengarenk ya da gök mavisi, yeşil ve sarı pastel renklere sahip objeler burada bulunurlar. Bakır ve pirinç nesneler için de iyi bir yerdir.
Mars: Teşvik edici bir yerdir ve tüm aktiviteleri güçlendirir. Burası bir işyeri alanı olabilir. Delici keskin kenarlar (demirden) burada uygundurlar; kırmızı ve karmin (koyu kırmızı, şarap kırmızısı) renkler de bu bölgenin doğru renkleridir.
Jüpiter: Burasının koruyucu, kollayıcı bir etkisi vardır. Sevinç ve lezzeti teşvik eder ve buradaki her obje lüks bir intiba bırakır. Birçok insan ve aktivite için bu kısım en iyi yerdir. Büyük, tam ve purpur, violet (purpur, violet = mor, erguvani, eflatun) ve derin mavi renklere sahip objeler için burası en uygun yerdir.
Satürn: Stabile ve destek verici bir yer. Burası objeleri eskitebilir ve kuşkusuz aktiviteleri yavaşlatıcı rol oynar. Sık olarak boş bir alandır. Tahtadan, sıkıştırılmış formlar, koyu renkler ve siyah burada en uygundur.
Uranüs: Buradaki eşyalar özellikle kendine has ya da antik olarak algılanır. Stabile bir yer değildir, ancak mutlaka heyecan verici şeylere neden olur. Çok renkli ve gelenek dışı eşyalar avantajlıdır.
Neptün: Mistik bir yerdir, nesneler karanlıktadır ve yanlış izlenime neden olabilirler. Gizemli yer. Gri, lavanta ve deniz yeşili burada iyi renklerdir.
Pluto: Nesnelerin test edildiği ve gizlendiği yerler. Eşyalar yeni ya da yenilenmiş görünür. Burası tekrar doldurma yeridir. Skarlet kırmızısı ve parıltılı renkler burada etkileyicidir.
Transpluto: Nesneleri daha pratik, daha değerli ve daha duyumsal yapar.
Peki hangi eşya hangi planet hattında bulunuyor?
Ay: Ana musluk, saksı çiçekleri, bahçe, çamaşır makinesi, yüzme havuzu, alerjiye neden olan maddeler, küçük botlar.
Güneş: Üst (ana) ışık, çocuk odası, soba, kamin, evin en sıcak bölümü.
Merkür: Telefon, kitaplar, radyo, köpek, kedi ve küçük hayvanlar.
Venüs: Süs eşyaları, (yatak dışında) en fazla kullanılan mobilyalar, misafir odası, müzik enstrümanları, dizilmiş yakacak odun, kadın kıyafetleri, orta katlar.
Mars: Isıtma odası (ya da ısıtmanın bulunduğu bölüm), araba, (iş) aletlerin(in) bulunduğu bölüm, makineler, evin en kuru bölümü, ateşli silahlar.
Jüpiter: Değerli eşyalar, veranda, patio (= teras, (iç) avlu, veranda; üstü açık iç veya yan avlu), balkon, televizyon, ev reisinin yatak odası, erkek kıyafetleri, üst katlar, çatı katı.
Satürn: Az kullanılan ya da hiç kullanılmayan bölümler, tüm basamaklar, çardak, gölgelik ve kapılar, kapsamlı ağaç ya da betondan yapılma yapılar, büyük ağaçlar, alt katlar (örneğin kiler), evin en soğuk bölümü.
Uranüs: Güvenlik kutusu, antika eşyalar, elektronik/elektrikli aletler, bilgisayar, radyo cihazı, yıldırım düşmesi muhtemel yerler, ventilasyon.
Neptün: Uyuşturucular ya da zehirli maddeler, büyük pencereler, düşünme ya da meditasyon yerleri, atlar, sığırlar ve büyük hayvanlar, su yoluyla zarar görmüş yerler, bakteriyel ya da enfeksiyona neden olan maddeler, büyük botlar.
Pluto: Ana drenaj (boşaltma) borusu, banyo, saklı, gizli objeler, foseptik çukuru, sıcak su konteyneri, çöp kutusu, yatak odası.
Transpluto: Mutfak, erzak odası (deposu, bölümü), yemek odası.
Bu haritalar yaşadığımız kent için de kullanılabilir. İkamet haritamızı şehir planının tam merkezinin üzerine koyduğumuzda, kentin hangi bölgelerinin bizim için daha elverişli ya da anlamlı olup olmadığını anlayabilmek olasıdır.
Şehrin kendisinin planet hatları da yine bu haritalar sayesinde görülebilir ancak şart olan, kentin doğum anının biliniyor olmasıdır.
Planet hatlarının hangi semboliklere ait olduklarını görebilmek için aşağıdaki tabloya başvurabilirsiniz.
Ay: Denizler, göller, ırmaklar, Park, su tedarikinin olduğu bölgeler, tarımsal amaçlı kullanılan yerler, kadınlar tarafından sık ziyaret edilen yerler.
Güneş: Etkili insanların yaşadığı ya da çalıştığı semtler, sanat ve eğlence, erkekler tarafından sık ziyaret edilen yerler, eğlence parkı, çocuk merkezleri.
Merkür: Okullar, gençler tarafından sık ziyaret edilen yerler, büyük kitapevleri ya da kütüphaneler, radyo istasyonları, komünikasyon merkezleri.
Venüs: Güzel yerler, kültür merkezleri, büyük alışveriş caddeleri, para işlerinin olduğu yerler.
Mars: Askeri yerler, önemli transport yolları, ateş aracılığıyla zarar görmüş yerler, polis karargahları, cadde kavgaları.
Jüpiter: Yüksek okullar, kiliseler, spor alanları, oyun alanları, hastaneler, nezih semtler.
Satürn: Yaşlı ya da fakir halk tabakalarının oturduğu alanlar, hükümet binaları, bariyer ya da sınırların olduğu bölgeler, arkeolojik çalışmaların yürütüldüğü kazı yerleri.
Uranüs: Havaalanları, tren istasyonları, High Tech alanları, elektrik işleri, rüzgarla gelen zararların görüldüğü yerler.
Neptün: Çevre kirliliğinin çok görüldüğü yerler, tanınmış barlar, hapsaneler, su baskınlarına uygun yerler, mistik ve seremoniye uygun alanlar.
Pluto: Gizli işlerin döndüğü yerler, araştırma merkezleri, kızıl ışık bölgesi, mezarlıklar, yasaklanmış aktiviteler.
Transpluto: İmalatçı pazarları, ünlü restoranlar, yiyim içim malzemeleri üreticileri.
Ay düğümleri: Dörtyollar, kavşaklar, bağlantı noktaları, düğüm noktaları.
Üçüncü bir kullanım olarak, ikamet horoskopları ülke ve hatta sınırlarının ötesi için de çıkarılabilir. Böylelikle ülkenin bölgelerinin karakteristik özellikleri anlaşılabilir.
Altta Türkiye doğum ve ikamet horoskopları örnek olarak sunulmuş ve merkez olarak Ankara alınmıştır.
Horoskop IV. Türkiye Cumhuriyeti, 29.10.1923, 20:33, Ankara / Türkiye
Horoskop V. Türkiye Cumhuriyeti İkamet Horoskopu /Ankara
Minik bir Türkiye turu yapacak olursak, haritayı tam olarak Ankara’nın ortasına yerleştirdiğimizde, Pluto ve Ay’ın yaklaşık olarak Artvin, Ardahan, Kars, Rize, Erzurum ve Ermenistan civarlarından geçtiği görülüyor. Ülkenin kaybedilmiş halkları (Ay XII. evde) ve karanlık yüzünün (Pluto ASC’de) genel olarak bu bölgelerde ortaya çıktığı görülmekte. Daha da ötesinde, Pluto’nun politik astrolojideki anlamları arındırma, temizleme…vs. olarak tanımlanabilir.
Ankara'nın kuzeydoğusundan geçen Neptün hattının içerdiği Samsun ili ve ilçesi de (Bafra) sigarasıyla ve dolayısıyla astrolojik anlamda uyuşturucuyla ilgili bir bölge olarak öne çıkıyor. Bunun da dışında Samsun, kurtuluş ülküsünün idealize edildiği (Samsun´a çıkış, Türk İstiklal Savaşının başlaması) yerdir (Neptün Aslan´da). Samsun ayrıca en kirli havaya sahip illerden birisidir (hatta 2000 yılı ölçümlerine göre en kirlisi) ve çevre kirliliği de Neptün'le ilişkilendirilir.
Haritada Güneş hattı neredeyse tam olarak İstanbul üzerinden geçiyor ve bu da “etkili insanların yaşadığı ya da çalıştığı semtler, sanat ve eğlence“ gibi anlamları bünyesinde barındırıyor. Onun da dışında İstanbul, Türkiye'nin kalbinin (Güneş) attığı yerdir.
Venüs ve Jüpiter´in ülkenin batısından geçtiği görülüyor ve özellikle Jüpiter, direkt olarak batıda bulunmasıyla dikkat çekiyor. Bölgeye düşen hatlar da yaklaşık olarak Çanakkale, Bursa, Yalova, Bilecik gibi bölgeleri kapsıyor.
Venüs, sanat, tarihi doku, güzellik ve Jüpiter de rahatlık, ferahlık, genişlik gibi özelliklerle sembolize edilebilir. Bu hattan geçen Çanakkale´yi seçip de ekşi sözlüğe girdiğimde, aslen şarap, balık, genişlik, eğlence, bar, pavyon…gibi kelimelere sıkça rastladım. Bunun dışında insanlarının güzelliği ve sanatsal anlamda da seramik ve çanak çömlek gibi kollarıyla da ünlü bir kent Çanakkale. Bu anlamda kentin özelliklerinin Venüs ve Jüpiter'le sembolize edilmesi çok garip görünmüyor. Ama bunlardan daha da önemlisi, Çanakkale'nin Dünya'nın en kanlı savunma savaşlarından birisine tanıklık etmiş olmasıdır; Çanakkale savunması, bir kendini gerçekleştirme savaşıydı ve Venüs ile Jüpiter de Türkiye doğum haritasının V. evinde bulunmaktadır. “Çanakkale geçilmez!“ sözü, Türkiye'nin kendini gerçekleştirme, benliğini koruma uğruna ne denli bir direnç gösterdiğinin (Venüs ve Jüpiter Akrep'te) sembolü olmuştur.
Öte yandan batı Avrupa´yı içine alan Mars hattı da, Türkiye'nin hedefinin (Mars) Avrupa´ya girmek olduğunu, ancak bunun oldukça zor (Mars) ve keskin (Mars) bir tabanda vuku bulacağını gösteriyor.
Şehirlere ilişkin incelemelerde, tabi ki hatların geçtiği kentlerde yaşayan ve özellikle astrolojiyle ilgilenen kişilerin yorumları daha sağlıklı olacaktır. Sonuçta o kentlerde yaşayan insanlar, örneğin bir Çanakkale üzerinden geçen Jüpiter ve Venüs hatlarının hangi anlamlara gelebileceğini, bu noktada benden daha iyi kestirebilirler. Öte yandan bu yorumlar, – Mars hattında yapıldığı gibi – ülke sınırları dışı için de kullanılabilir.
İkamet horoskopları diğer tekniklerle de (örneğin bir kompozit haritayla) uygulanabilir. Kompozit ikamet horoskopu, örneğin evin eşya dizilimi konusunda karar veremeyen eşlerin, kompozit haritalarındaki ölçeklere göre hareket etmelerini sağlayabilir ve bu şekilde astrolojik evrenin çözüm yolunu dinlemek, kişileri yaşadıkları çevreyle daha uyumlu bir hale getirebilir. Öte yandan unutulmaması gereken başka bir nokta da, ikamet haritalarında özellikle köşe bölgelerinde bulunan planetlerin en güçlü konumda olduklarıdır.
İkamet astrolojisi (ve Astrokartografi) fazlasıyla fiziksel temeller üzerine oturmuş gibi görünse de, aslında kişinin maneviyatı hakkında bilgi de verebilir. Örneğin kariyerimize ilişkin olarak aklımızdan geçen bir bölge - oraya hiç gitmesek de - bu konu hakkında bir fikir verebilir. Ya da örneğin neden oturduğumuz yerin ya da kentin ya da Dünya’daki herhangi bir yerin bazı köşelerini ya da oralardan gelen insanları daha sempatik ya da antipatik bulabiliyoruz? Bu tür bir soruya da ikamet astrolojisi yardımıyla cevap verebilmek olasıdır. Fiziksel ve düşünsel tabanda gerçekleşen ikamet astrolojisi örnekleri için,”Solar & Lunarkartografi“ isimli makaleye de ayrıca bakabilirsiniz.
Atalarımız her ne kadar kişinin gittiği yeri değiştirdiğini söyleseler de, bu astrokartografik mantıkta çok iddialı bir deyiş olarak karşımıza çıkamıyor; yer bizimle değil biz yer sayesinde dönüşüme uğruyoruz.
Dolayısıyla, bu kadar net ve fiziki bir metot bile, aslında anlamını daha büyüsel bir tabanda açabilir. Her yer, her mekan, her istikamet ve her ikamet aynı bile olsa, bizler bunlara ayrı ayrı, doğum haritamızın gereğine göre anlamlar veriyoruz; örneğin Hamburg birisi için belirli bir gizem ve çekiciliğe sahip olabilirken, bir diğeri için eziyetten başka bir anlama gelemeyebilir. İşte böyle bir durumda kartografik astroloji, yerin ruhunu gözler önüne serebiliyor. Dolayısıyla bundan çekilecek sonuç, her yerin herkes aynı özelliğe sahip olmadığıdır. Herkes kendi temelinde sıcağa, soğuğa ya da 4 elemente ayrı ayrı reaksiyon gösteriyor. Kızılderililer de, Çinliler de ve birçok farklı toplum da yeri kutsallaştırdılar ve ona bir ruh verdiler.
Ancak tabi ki günümüz şart ve koşulları, kişinin özgürce istediği yerlere gidebilmesine ve oralarda yaşamasına olanak sunmuyor; ne var ki bu sistemin gerektirdiği bir olay ve biz de öyle görünüyor ki, bir süre daha bu kısıtlılıklarla yaşamak zorunda kalacağız.
İkamet astrolojisinde bulunduğumuz her yer planetsel tabanda semboliklerini bulabilir; öyle ki buna evimiz de dahildir. Genel olarak evimizden geçen planet hatlarına uygun olarak eşya yerleştirilmesi uygun görülür ve bu her ev için değişiktir.
Öncelikle evinizi ve mümkün olabildiği kadar çok eşyayı bir kağıda çizmeye çalışın. Bunu yaptıktan sonra ikamet haritanızı tam olarak evinizin merkezine koyun. Merkezi tam belirleyebilmek için ev planı yeterlidir. Eğer bu bulunmuyorsa, göz kararı da olsa bir merkez belirlemeye çalışın. Yönleri ise bir pusula sayesinde bulabilirsiniz. Bu aşamadan sonraysa, artık size sadece ikamet horoskopunuzu bu planın üzerine koymak ve hangi planet hattının hangi kısımdan, hangi eşyalar üzerinden…vb. geçtiği gibi ayrıntıları belirlemek kalıyor.
Evin her bir bölümünün genel planetsel semboliklerini izleyen satırlarda görebilirsiniz. Bu anlamlar her ne kadar genel geçer olsa da, yine astrolojide temel kuralımız her zaman doğum haritasının baz alınması gerçeği olduğu için, doğum haritasındaki açılara, ev ve burç konumlarına…vs. dikkat etmek ve bu genel anlamları kişisel anlamlarla kombine etmek gerekir. Steve Cozzi, bu noktada bir yönden geçen planet hattının, onun tam karşısında da etkili olacağından bahsediyor ancak asıl planet yönünün daha güçlü bir tesir gösterebilmesinin de mümkün olduğunu belirtiyor.
Evde Planet Hatları
Güneş hattı: Bu alanda göze çarpan objeler bulunur. Eşyalar kişisel bir ton sahibidirler ve bu yer kişiye özel bir alandır. Yuvarlak ve altın ya da kavuniçi renkli objeler burada anlam kazanırlar.
Ay: Bütün canlılar, bitkiler, hayvanlar… için pozitif bir yerdir. Dalgalanma (sallanma) ve hassasiyete neden olabilirler. Yanardöner, gümüşi ve mavi renkler ile hatlar ya da dalgalarla uyumlu olabilen içbükey nesneler buraya uygundur. Burası doğal ve pasif bir yerdir.
Merkür: Bu yer insanlara konuşan bir alandır; notlar okunur, telefonlara bakılır, mektuplar gönderilir. Konuşmak ve çalışmak için uygun bir yerdir. Cılız, açık objelerin en iyi bu hatta etkileri vardır.
Venüs: Bu hatta objelerin güzellik ve çekiciliği ön plana çıkarılır. Burası aynı zamanda birlikteliği de simgeler; hoş bir yerdir. Zarif yuvarlaklıktaki nesneler ve rengarenk ya da gök mavisi, yeşil ve sarı pastel renklere sahip objeler burada bulunurlar. Bakır ve pirinç nesneler için de iyi bir yerdir.
Mars: Teşvik edici bir yerdir ve tüm aktiviteleri güçlendirir. Burası bir işyeri alanı olabilir. Delici keskin kenarlar (demirden) burada uygundurlar; kırmızı ve karmin (koyu kırmızı, şarap kırmızısı) renkler de bu bölgenin doğru renkleridir.
Jüpiter: Burasının koruyucu, kollayıcı bir etkisi vardır. Sevinç ve lezzeti teşvik eder ve buradaki her obje lüks bir intiba bırakır. Birçok insan ve aktivite için bu kısım en iyi yerdir. Büyük, tam ve purpur, violet (purpur, violet = mor, erguvani, eflatun) ve derin mavi renklere sahip objeler için burası en uygun yerdir.
Satürn: Stabile ve destek verici bir yer. Burası objeleri eskitebilir ve kuşkusuz aktiviteleri yavaşlatıcı rol oynar. Sık olarak boş bir alandır. Tahtadan, sıkıştırılmış formlar, koyu renkler ve siyah burada en uygundur.
Uranüs: Buradaki eşyalar özellikle kendine has ya da antik olarak algılanır. Stabile bir yer değildir, ancak mutlaka heyecan verici şeylere neden olur. Çok renkli ve gelenek dışı eşyalar avantajlıdır.
Neptün: Mistik bir yerdir, nesneler karanlıktadır ve yanlış izlenime neden olabilirler. Gizemli yer. Gri, lavanta ve deniz yeşili burada iyi renklerdir.
Pluto: Nesnelerin test edildiği ve gizlendiği yerler. Eşyalar yeni ya da yenilenmiş görünür. Burası tekrar doldurma yeridir. Skarlet kırmızısı ve parıltılı renkler burada etkileyicidir.
Transpluto: Nesneleri daha pratik, daha değerli ve daha duyumsal yapar.
Peki hangi eşya hangi planet hattında bulunuyor?
Ay: Ana musluk, saksı çiçekleri, bahçe, çamaşır makinesi, yüzme havuzu, alerjiye neden olan maddeler, küçük botlar.
Güneş: Üst (ana) ışık, çocuk odası, soba, kamin, evin en sıcak bölümü.
Merkür: Telefon, kitaplar, radyo, köpek, kedi ve küçük hayvanlar.
Venüs: Süs eşyaları, (yatak dışında) en fazla kullanılan mobilyalar, misafir odası, müzik enstrümanları, dizilmiş yakacak odun, kadın kıyafetleri, orta katlar.
Mars: Isıtma odası (ya da ısıtmanın bulunduğu bölüm), araba, (iş) aletlerin(in) bulunduğu bölüm, makineler, evin en kuru bölümü, ateşli silahlar.
Jüpiter: Değerli eşyalar, veranda, patio (= teras, (iç) avlu, veranda; üstü açık iç veya yan avlu), balkon, televizyon, ev reisinin yatak odası, erkek kıyafetleri, üst katlar, çatı katı.
Satürn: Az kullanılan ya da hiç kullanılmayan bölümler, tüm basamaklar, çardak, gölgelik ve kapılar, kapsamlı ağaç ya da betondan yapılma yapılar, büyük ağaçlar, alt katlar (örneğin kiler), evin en soğuk bölümü.
Uranüs: Güvenlik kutusu, antika eşyalar, elektronik/elektrikli aletler, bilgisayar, radyo cihazı, yıldırım düşmesi muhtemel yerler, ventilasyon.
Neptün: Uyuşturucular ya da zehirli maddeler, büyük pencereler, düşünme ya da meditasyon yerleri, atlar, sığırlar ve büyük hayvanlar, su yoluyla zarar görmüş yerler, bakteriyel ya da enfeksiyona neden olan maddeler, büyük botlar.
Pluto: Ana drenaj (boşaltma) borusu, banyo, saklı, gizli objeler, foseptik çukuru, sıcak su konteyneri, çöp kutusu, yatak odası.
Transpluto: Mutfak, erzak odası (deposu, bölümü), yemek odası.
Bu haritalar yaşadığımız kent için de kullanılabilir. İkamet haritamızı şehir planının tam merkezinin üzerine koyduğumuzda, kentin hangi bölgelerinin bizim için daha elverişli ya da anlamlı olup olmadığını anlayabilmek olasıdır.
Şehrin kendisinin planet hatları da yine bu haritalar sayesinde görülebilir ancak şart olan, kentin doğum anının biliniyor olmasıdır.
Planet hatlarının hangi semboliklere ait olduklarını görebilmek için aşağıdaki tabloya başvurabilirsiniz.
Ay: Denizler, göller, ırmaklar, Park, su tedarikinin olduğu bölgeler, tarımsal amaçlı kullanılan yerler, kadınlar tarafından sık ziyaret edilen yerler.
Güneş: Etkili insanların yaşadığı ya da çalıştığı semtler, sanat ve eğlence, erkekler tarafından sık ziyaret edilen yerler, eğlence parkı, çocuk merkezleri.
Merkür: Okullar, gençler tarafından sık ziyaret edilen yerler, büyük kitapevleri ya da kütüphaneler, radyo istasyonları, komünikasyon merkezleri.
Venüs: Güzel yerler, kültür merkezleri, büyük alışveriş caddeleri, para işlerinin olduğu yerler.
Mars: Askeri yerler, önemli transport yolları, ateş aracılığıyla zarar görmüş yerler, polis karargahları, cadde kavgaları.
Jüpiter: Yüksek okullar, kiliseler, spor alanları, oyun alanları, hastaneler, nezih semtler.
Satürn: Yaşlı ya da fakir halk tabakalarının oturduğu alanlar, hükümet binaları, bariyer ya da sınırların olduğu bölgeler, arkeolojik çalışmaların yürütüldüğü kazı yerleri.
Uranüs: Havaalanları, tren istasyonları, High Tech alanları, elektrik işleri, rüzgarla gelen zararların görüldüğü yerler.
Neptün: Çevre kirliliğinin çok görüldüğü yerler, tanınmış barlar, hapsaneler, su baskınlarına uygun yerler, mistik ve seremoniye uygun alanlar.
Pluto: Gizli işlerin döndüğü yerler, araştırma merkezleri, kızıl ışık bölgesi, mezarlıklar, yasaklanmış aktiviteler.
Transpluto: İmalatçı pazarları, ünlü restoranlar, yiyim içim malzemeleri üreticileri.
Ay düğümleri: Dörtyollar, kavşaklar, bağlantı noktaları, düğüm noktaları.
Üçüncü bir kullanım olarak, ikamet horoskopları ülke ve hatta sınırlarının ötesi için de çıkarılabilir. Böylelikle ülkenin bölgelerinin karakteristik özellikleri anlaşılabilir.
Altta Türkiye doğum ve ikamet horoskopları örnek olarak sunulmuş ve merkez olarak Ankara alınmıştır.
Horoskop IV. Türkiye Cumhuriyeti, 29.10.1923, 20:33, Ankara / Türkiye
Horoskop V. Türkiye Cumhuriyeti İkamet Horoskopu /Ankara
Minik bir Türkiye turu yapacak olursak, haritayı tam olarak Ankara’nın ortasına yerleştirdiğimizde, Pluto ve Ay’ın yaklaşık olarak Artvin, Ardahan, Kars, Rize, Erzurum ve Ermenistan civarlarından geçtiği görülüyor. Ülkenin kaybedilmiş halkları (Ay XII. evde) ve karanlık yüzünün (Pluto ASC’de) genel olarak bu bölgelerde ortaya çıktığı görülmekte. Daha da ötesinde, Pluto’nun politik astrolojideki anlamları arındırma, temizleme…vs. olarak tanımlanabilir.
Ankara'nın kuzeydoğusundan geçen Neptün hattının içerdiği Samsun ili ve ilçesi de (Bafra) sigarasıyla ve dolayısıyla astrolojik anlamda uyuşturucuyla ilgili bir bölge olarak öne çıkıyor. Bunun da dışında Samsun, kurtuluş ülküsünün idealize edildiği (Samsun´a çıkış, Türk İstiklal Savaşının başlaması) yerdir (Neptün Aslan´da). Samsun ayrıca en kirli havaya sahip illerden birisidir (hatta 2000 yılı ölçümlerine göre en kirlisi) ve çevre kirliliği de Neptün'le ilişkilendirilir.
Haritada Güneş hattı neredeyse tam olarak İstanbul üzerinden geçiyor ve bu da “etkili insanların yaşadığı ya da çalıştığı semtler, sanat ve eğlence“ gibi anlamları bünyesinde barındırıyor. Onun da dışında İstanbul, Türkiye'nin kalbinin (Güneş) attığı yerdir.
Venüs ve Jüpiter´in ülkenin batısından geçtiği görülüyor ve özellikle Jüpiter, direkt olarak batıda bulunmasıyla dikkat çekiyor. Bölgeye düşen hatlar da yaklaşık olarak Çanakkale, Bursa, Yalova, Bilecik gibi bölgeleri kapsıyor.
Venüs, sanat, tarihi doku, güzellik ve Jüpiter de rahatlık, ferahlık, genişlik gibi özelliklerle sembolize edilebilir. Bu hattan geçen Çanakkale´yi seçip de ekşi sözlüğe girdiğimde, aslen şarap, balık, genişlik, eğlence, bar, pavyon…gibi kelimelere sıkça rastladım. Bunun dışında insanlarının güzelliği ve sanatsal anlamda da seramik ve çanak çömlek gibi kollarıyla da ünlü bir kent Çanakkale. Bu anlamda kentin özelliklerinin Venüs ve Jüpiter'le sembolize edilmesi çok garip görünmüyor. Ama bunlardan daha da önemlisi, Çanakkale'nin Dünya'nın en kanlı savunma savaşlarından birisine tanıklık etmiş olmasıdır; Çanakkale savunması, bir kendini gerçekleştirme savaşıydı ve Venüs ile Jüpiter de Türkiye doğum haritasının V. evinde bulunmaktadır. “Çanakkale geçilmez!“ sözü, Türkiye'nin kendini gerçekleştirme, benliğini koruma uğruna ne denli bir direnç gösterdiğinin (Venüs ve Jüpiter Akrep'te) sembolü olmuştur.
Öte yandan batı Avrupa´yı içine alan Mars hattı da, Türkiye'nin hedefinin (Mars) Avrupa´ya girmek olduğunu, ancak bunun oldukça zor (Mars) ve keskin (Mars) bir tabanda vuku bulacağını gösteriyor.
Şehirlere ilişkin incelemelerde, tabi ki hatların geçtiği kentlerde yaşayan ve özellikle astrolojiyle ilgilenen kişilerin yorumları daha sağlıklı olacaktır. Sonuçta o kentlerde yaşayan insanlar, örneğin bir Çanakkale üzerinden geçen Jüpiter ve Venüs hatlarının hangi anlamlara gelebileceğini, bu noktada benden daha iyi kestirebilirler. Öte yandan bu yorumlar, – Mars hattında yapıldığı gibi – ülke sınırları dışı için de kullanılabilir.
İkamet horoskopları diğer tekniklerle de (örneğin bir kompozit haritayla) uygulanabilir. Kompozit ikamet horoskopu, örneğin evin eşya dizilimi konusunda karar veremeyen eşlerin, kompozit haritalarındaki ölçeklere göre hareket etmelerini sağlayabilir ve bu şekilde astrolojik evrenin çözüm yolunu dinlemek, kişileri yaşadıkları çevreyle daha uyumlu bir hale getirebilir. Öte yandan unutulmaması gereken başka bir nokta da, ikamet haritalarında özellikle köşe bölgelerinde bulunan planetlerin en güçlü konumda olduklarıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder