Translate

31.05.2020

BURÇLARA GÖRE MÜZİK MAKAMLARI

NİHAVEND MAKAMI:

Oğlak Burcu (Yay Burcu).

Satürn, Jüpiter. Toprak- Ateş tabiatlı. Sıcak-kuru yapıdadır. Öğleden sonra ( ikindi ) zamanı etkisi fazladır. Sarı safra, gündüz ve erkek bağlantılıdır. Kan dolaşımı, karın bölgesi, kalça, uyluk ve bacak bölgelerine etkilidir.

Kulunç, bel ağrısı ve tansiyon rahatsızlıklarına faydalıdır. Kuvvet ve barış duygusu verir. Akıl hastalıklarına etkili olduğu konusunda önemli bilgiler vardır. En eski makamlardandır. Ebu-selik kelimesinden geldiği söylenmektedir (Güzel yazma ve söyleme yeteneği).



RAST MAKAMI:

Koç Burcu

Ateş tabiatlı, kuru-sıcak tabiatlı makam. Gece yarısı ve seher zamanları etkilidir. Soğuk organlar olan kemik, beyin ve yağlara etkilidir. Fazla uyumayı engeller. Düşük nabzın yükselmesine yardımcı olur. Özellikle çocuk bünyesinde nem hakim olduğu için; bu nedenle oluşan dengesizlikleri düzeltir. Akıl hastalıklarına iyidir.

Sarı safra bağlantılıdır. Erkek karakter gösterir. Gündüz, Salı günleri etkisi fazladır. Oğlak burcu ve su ile ilişkilidir. Tedavi değeri yüksek olan dört esas makamdan birisidir. Sefa, neşe, iç huzuru ve rahatlık verir. Felç illetine devadır. Başa ve göze etkilidir. Kaslara tesiri vardır. En eski makamlardandır. Farsça "doğru" "dosdoğru" "sağ" ve "gerçek" demektir. Spazmı çözücü özelliği nedeniyle spastik ve otistik hastaların tedavisinde yararlıdır. Mars gezegeni ile bağlantılıdır.


REHAVİ MAKAMI:

Terazi Burcu.
Rüzgar tabiatlı. Sıcak ve kuru. Seher zamanı ve ikindiyle yatsı arası etkilidir. Aslan Burcu, Güneş ve Pazar günüyle ilgilidir. Nemli ve kuru, sarı safra, erkek, sağ omuz, baş ağrıları, burun kanamaları, ağız çarpıklığı ve balgamdan gelen hastalıklara, akıl hastalarına faydalıdır.

Doğuma yardımcı olur. Göğüs, mide ve yan böğür (basen) için faydalıdır. Sonsuzluk ve yer çekiminden kurtulma duygusu verir. Urfalı; Urfaya ait demektir. X. Yüzyıldan önceye giden bir geçmişi vardır. İbn-i Sina ve Evliya Çelebi'de bahsi çok geçer. Sonraları Rast makamı, Rehavi makamının yerini almıştır. Diğer adı Ruhavi'dir.



HÜSEYNİ MAKAMI:

Akrep Burcu ( Kova Burcu).

Su tabiatlıdır. Satürn etkilidir. Nemli ve sıcak. Sabah ve gün ağarırken etkilidir. Sabah- öğlen arası etkisi fazladır. Cumartesi özel gündür. Güzellik, iyilik, sessizlik, rahatlık verir ve ferahlatıcı özelliği vardır. Karaciğer, kalp ve ruhların iltihabını söndürür ve yok eder. Mide hararetini giderici özelliği vardır. Büyük erkeklerde görülen gizli ateşli nöbeti ve günde bir kere gelen ateşli nöbetin giderilmesinde faydalıdır.

Sol omuza etkilidir. Sıtma hastalığına iyidir. Barış duygusu verir. İç organlara etkilidir. Tabiat ile birleştirir. İçindeki, gizli pentatonik yapı sebebiyle, kendine güven ve kararlılık duygusu verir; bundan dolayı otistik ve spastik hastalara faydalıdır. En eski makamlardan biridir. En az altı asırlıktır. Mert bir ifadesi vardır. Kalp, karaciğer ve mide için faydalıdır. "Küçük sevgili" ve " Hüseyin ile ilgili" demektir.



HİCAZ MAKAMI:


Yay Burcu.

Ateş tabiatlı. Sıcak özellik gösterir. Jüpiter bağlantılıdır. Yatsıdan sabaha kadar olan zamanda etkisi fazladır. Kuru- soğuk nedenli hastalıklar için faydalıdır. Kemiklere, beyne ve çocuk hastalıklarına tedavi edici etkisi vardır.

Üro-genital sisteme ve böbreklere etki gücü fazladır. Alçakgönüllülük duygusu verir. Düşük nabız atımını yükseltir ve göğüs bölgesi diğer önemli etki alanıdır. En eski makamlardandır. Zengüle ve Zirgüle makamları ile yakınlık gösterir. Adını Arabistan'daki Hicaz bölgesinden almıştır.



ACEMAŞİRAN MAKAMI:

Ateş tabiatlıdır.Kuru-sıcak makamdır. Fecirden kuşluk vaktine kadar etkilidir. Kemiklere ve beyne etkilidir. Vücutta yağ dengesine yardım eder. Yaratıcılık duygusu ve ilham verir. Durgun düşünce ve duyguları canlandırır. Hanımlarda doğumu kolaylaştırır.

Anne karnındaki çocuğun yanlış duruşlarının düzelmesine yardım eder. Ağrı giderici ve spazm çözücü özelliği vardır. Lezzet verir, gevşemeye yardımcı olur. En eski şed makamlardandır.



UŞŞAK MAKAMI:

Balık Burcu.
Su tabiatlı. Soğuk-nemli. Jüpiter. Fecirden kuşluk vaktine kadar ve günbatımında etkisi fazladır. Beyaz balgam, gece ve dişi bağlantılı olup; Perşembe günü özellik gösterir. Kalp, ayak rahatsızlıkları, nikriz (damla) ağrılarına faydalıdır.

Gülme, sevinç, kuvvet ve kahramanlık duyguları verir. Çocukların bütün organlarını etkileyen kuru ve sıcak yellerde ve büyük erkeklerde görülen ayak ağrılarına faydalıdır. Derin aşk ve mistik duyguların ifade vasıtasıdır. En eski makamlardandır. "Aşıklar" demektir. Uyku ve istirahat için faydalıdır, gevşeme hissi verir.



SEGAH MAKAMI:

Su ve toprak tabiatlıdır. Soğuk makamdır. Kuşluktan ikindiye kadar olan zamanda etkilidir. Hararetten meydana gelen şişmanlık, uykusuzluk, yüksek nabız, kalp, ciğer ve kas rahatsızlıklarına faydalıdır. Beyin nöronlarına etkisi vardır. Mistik duygular oluşturur. XIV. Yüzyıldan eskidir



ISFAHAN MAKAMI:

İkizler Burcu (Yengeç Burcu);

Hava tabiatlı, ikindi ile yatsı arası etkilidir. Su bağlantısı vardır. Soğuk ve nemlidir. Beyaz balgam ile ilgilidir. Dişi, gece karakterli, Pazartesi bağlantılıdır.

Soğuk tabiatlı olduğu gibi, ateşli hastalıklardan vücudu koruyucu özelliği vardır. Ense, boyun, omuzlar ve sol dirsek için etkilidir. Güven hissi, uyum sağlama, hareket yeteneği, zihin açıklığı, gönül yenileme, düzgünlük verme, zekayı açma ve hatıraları tazeleme özelliği vardır. En az yedi asırlık bir makamdır.



NEVA MAKAMI:

Kova Burcu (Oğlak Burcu);

Satürn.

Hava tabiatlı, kuru-soğuk özellik gösterir. Kara safra bağlantılıdır. Dişi özellik gösterir. Gece ve kuşluktan ikindiye kadar olan zamanda etkisi fazladır. Göğsün sağ tarafına, böbreklere, omurilik, kalça ve uyluk bölgelerine etkisi vardır. Üzüntüyü giderir ve lezzet verir.

Gönül okşayan makam adıyla bilinir. Kötü fikirleri kovduğu, cesaret ve yiğitlik verdiği, gönül sevinci oluşturduğu ileri sürülür. Kuvvet ve kahramanlık duyguları meydana getirir. Akıl hastalıklarının tedavisinde faydalıdır. En eski makamlardandır. Buluğ çağındaki kız çocuklarının kadın hastalıklarına tedavi etkisi vardır. "Ses, seda, makam ve ahenk" demektir.



IRAK MAKAMI:

Boğa Burcu;

Venüs bağlantılıdır. Toprak tabiatlıdır. Kuşluk ve ikindi vakti etkilidir. Kuru-soğuk karakterdedir. Kara safra ile ilişkilidir. Karakteri dişi olup, etkisi Cuma günü ve geceleri fazladır. Menenjit, beyin ve akıl hastalıklarına faydalıdır.

Omuz, kol, sol kol ve ellere etkilidir. Başın üst tarafına etkisi belirtilmektedir. Lezzet verir, düşünme ve kavrama konusunda etkilidir. Korku gidericidir. Saldırganlığı önleyici ve nevrotik hastaları tedavi edici etkisi vardır. Tarih olarak en az 7 asırlıktır. Spiritüel tesiri görülür. Irak-ı Acem'den gelmektedir.


BÜZÜRK MAKAMI:

Aslan Burcu.

Ateş, Güneş. Soğuk ve sıcak-kuru tabiatlıdır. Fecirden kuşluk vaktine kadar etkili olmaktadır. Kara safra, dişi ve gece bağlantılı olup, Merkür gezegeni ve Çarşamba günü ile ilgilidir. Zihni temizler, vesvese ve korkuyu def eder. Fikre yön verir. Kulunç ve beyin hasarı ile ortaya çıkan şiddetli hastalıklara yararlıdır. Güç kazandırır. Boyun, boğaz, göğüs, ciğer ve kalp ve yan böğür (basen) için etkilidir. Farsça "büyük" demektir. Yedi-sekiz asırlık bir makamdır.



ZİREFKEND MAKAMI:

Yengeç Burcu.

Merkür. Su tabiatlı. Uyku vakti etkilidir. Sıcak- nemli özelliğe sahiptir. Kan, erkek ve gündüz bağlantıları vardır; günü Çarşamba'dır. Sırt, mafsal ağrılarına ve kulunca faydalıdır. Beyinle ilgili ağız çarpılmasına, kalp, ciğer, göğüs, kalça ve sağ omuza etkilidir. Meclisin neşesini arttırır, derin duygu hissi verir. Farsça " döşek ( yatak)" demektir. XIII. asırdan önceye aittir.



ZENGÜLE MAKAMI:

Başak Burcu ( Terazi Burcu).

Venüs etkisi. Toprak tabiatlı, sıcak ve nemli. Günbatımından sonra etkilidir. Hava bağlantılıdır. Kan, erkek, gündüz ve Cuma günü ilişkisi vardır. Kalça eklemleri ve bacak içleri ile ilgisi bulunur. Kalp hastalıklarına, menenjit ve beyin hastalıklarına etkilidir. Beyin hastalıkları ve ruh hastalıklarının tedavisi için mide ve karaciğer ateşini yok eder. XIII. asırdan önce Hicaz makamından ayrılarak oluşmuştur. Hayal ve sırlar telkin eder, uyku verir masal duygusu verir. Farsça "çıngırak, def pulu, zil" demektir. İran mitolojisinde bir Türk kahramanın adıdır.


SABİT YILDIZLAR

ACRAB: Beta, Scorpio, 2 derece 29′ yay burcundandır. Mars ve Satürn karakterinde olup, kötülük ve bazen gaddarlık verir.
ACRUX: Alpha Crucis. 11 derece 11′ akrep burcundadır. Jüpiter karakterindedir. İhtişam, lüks ve gösterişi anlatır, bu tip bir yaşamı çok sevmeyi ifade eder.
ALDEBARAN: Alpha Tauri. 9 derece 05′ ikizler burcundadır. Mor renkli bir yıldızdır. Mars karakterindedir. Genel ya da askeri şan, şeref ve cesareti ifade eder. Satürnya da mars ile birleşiyorsa ölüm ile tehdit edilmeyi anlatır. Boğanın güney gözünü sembolize eder.
AGENA: Beta Centauri. 23 derece 06′ akrep burcundadır. Venüs ve Jüpiter karakterindedir. Başarıyı simgeler.
ALGOL: Beta Persei. 25 derece 28′ boğa burcundadır. Satürn ve Jüpiter karakterinde olup mor renklidir. Cinayet ve adam öldürmeyi anlatır, ay ile birleştiğinde başın kesilmesini ifade eder.
ALNİLAM: Epsilon Orionis. 22 derece 46′ ikizler burcundadır. Jüpiter ve Satürn karakterinde olup, geçici mutluluk ve başarıyı simgeler.
ALPHARD: Alpha Hydrae. 26 derece 36′ aslan burcundadır. Satürn ve Venüs karakterindedir ve moral bozukluğunu ifade eder.
ALPHECCA: Gamma, Alpha Coromae Borealis. 11 derece 32′ akrep burcundadır. Venüs ve Merkür karakterindedir. Sanatsal yetenekleri ifade eder.
ALPHERATZ: Sirrah, Alpha Andromedae. 13 derece 40′ koç burcundadır. Venüs ve Jüpiter karakterinde olup, sevgi, mutluluk ve zenginliği ifade eder.
ANTARES: Vespertillio, Alpha Scorpii. 09 derece 04′ yay burcundadır. Mars ve Jüpiter ile zayıf olarak Merkür karakterindedir. Akrep‘in başını sembolize eder. Düşüncesizliği, düşüncesizce cesareti, ani tavırları, girişim ve teşebbüsleri, zor kullanmayı, şiddet ve tecavüzü, zulüm ve baskıyı, verimliliğin yok olmasını, iflası ve ölümü anlatır.
ARCTURUSE: Arctur, Alpha Bootis. 23 derece 32′ terazi burcundadır. Mars ve Jüpiter karakterindedir. Şan ve şerefi anlatır.
ASELLUS AUSTRALİS: Delta Cancri. 08 derece 01′ aslan burcundadır. Mars ve güneş karakterindedir. Kör olmayı, gözlerdeki ağır hastalıkları, sık sık yakalanılan mikrobik rahatsızlıkları ve yüksek ateşi ifade eder.
ATAİR: Alpha Aquilae. 01 derece 04′ kova burcundadır. Satürn ve Merkür karakterindedir ve çok parlak bir yıldızdır. Ağır hastalıkları, kayıplar ve iflası, aşırı hırs ve ihtirası, büyük acılar ve ızdırabı anlatan sert etkili bir yıldızdır.
BELLATRİX : Gamma Orionis. 20 derece 16′ ikizler burcundadır. Mars ve Merkür karakterindedir. Para için evliliği, devamı olmayan şan ve şöhreti, sonradan yaşanacak yıkımları, iflas ve felaketleri, büyük tehlikeleri anlatır. Güneş veya ay ile birleştiğinde kaza sonucu kör olmayı işaret eder. Orion‘un sol omzunu sembolize eder.
BETEİGEUZE: Betelguese, Alpha Orionis. 28 derece 04′ ikizler burcundadır. Mars ve Merkür karakterindedir. Zenginliği, evlilikle gelecek onur ve mutluluğu, cazibeyi ve tercih edilmeyi anlatır.
CANOPUS: Alpha Carinae. 14 derece 16′ yengeç burcundadır. Satürn ve Jüpiter karakterinde olup, gemi ile seyahatlerde tehlikeyi ifade eder.
CAPELLA: Alpha Auriage. 21 derece 10′ ikizler burcundadır. Mars ve Merkür karakterinde tanınmış bir yıldızdır. Şan, şeref, korunma ve mutluluğu gösterir. Capella,MC‘ ye yakın yerlerde güneş ya da ay ile birleştiğinde veya ASC ile ilişkide iken evlilik ile gelecek olan zenginlik, onur ve mutluluğu anlatır.
CASTOR: Apollo, Alpha Aurıgae. 21 derece 10′ ikizler burcundadır. Merkür karakterindedir ve hile, yalancılık, iki yüzlülüğü ifade eder.
DENEP: Alpha Cygni, 04 derece 46′ balık burcundadır. Venüs ve Merkür karakterinde olup, öğrenme hırsını anlatır.
DENEB: Zeta Aquilae. 19 derece 07′ oğlak burcundadır. Mars ve Jüpiter karakterindedir. Nüfuzlu olmak ve hükmetmeyi ifade eder.
DENEB KAİTOS: Diphda, Beta Ceti. 01 derece 51′ koç burcundadır. Satürn karakterindedir. Ruhsal ve bedeni rahatsızlıkları ve bünyenin zayıflığını ifade eder.
DENEBOLA: Beta Leonis. 20 derece 57′ başak burcundadır. Şanssızlığı ve iyi giden bir olayın kötü sonuçlanacağını işaret eder. Kazanılan şan ve şöhretin felaketler sonucu yitirilmesi, güneş ile birleşen yıldızın yaratacağı sonuçtur.
EL NATH: Beta Tauri. 21 derece 51′ ikizler burcundadır. Mars karakterindeki yıldız başarıyı simgeler.
FORMALHAUT: Alrisha, Alpha Piscium. 03 derece 09′ balık burcundadır. Venüs ve Merkür karakterindedir. Ünü, şan ve şöhreti simgeler. Eğer MC‘ ye yakın yerlerde güneş ile birleşiyorsa sosyal liderliği ifade eder.
GREDİ: Alpha Capricorni. 03 derece 10′ kova burcundadır. Venüs ve Mars karakterinde olup, muhabbeti, sevgiyi, hürmeti, feda etmeye hazır olmayı anlatır.
HAMAL: Alpha Arietis. 06 derece 59′ boğa burcundadır. Mars ve Satürn karakterindedir. Gaddarlık ve acımasızlığı ifade eder. Eğer güneş ile birleşiyorsa ölüm ile sonuçlanacak çekişme ihtirası anlatır.
HYADEN: Regengestirn, Yıldız kümesi. 04 derece 06′ ikizler burcundadır. Mars ve Neptün karakterinde olup, güdülerin hastalık derecesine yükselmesini ifade eder.
MARKAB: Alpha Pegasi. 22 derece 49′ balık burcundadır. Mars ve Merkür karakterindedir. Pegasus‘ un kanatlarını sembolize eder. Mor ve parlak bir yıldızdır. Yaralanmalara karşı dikkatli olmayı ifade eder. Güneş ya da ay ile birleşiyorsa büyük açıların arkasından gelecek ün ve başarıları, acı, ızdırap ve çileyi, ölüm ile tehdidi anlatır.
MENKAR: Alpha Ceti. 13 derece 38′ boğa burcundadır. Satürn karakterinde sabit bir yıldızdır. Hastalık ve tarımsal başarısızlıkların beklentisini ifade eder. Güneş ya daay ile birleştiğinde hastalıklara neden olduğu gibi, MC üzerinde olduğunda utanç, onur yitirme, iflas, planların felaketle sonuçlanması etkilerini yaratır. Balinanın çenesini sembolize eder.
MİRACH: Beta Andromedae. 29 derece 46′ koç burcundadır. Venüs karakterindedir. Uzun sürecek evlilikleri, güzellikleri ve uygun fırsatları ifade eder.
PEJADEN: 29 derece boğa burcundadır. Ay ve Mars karakterindedir. Işıklara yakın konumlarda, önemli açıların içinde bulunmaları halinde şanssızlığa işaret eder.
POLARİS: Alpha Ursa Minoris. Al Ruccab, Polar yıldız. 27 derece 54′ ikizler burcundadır. Satürn ve Venüs karakterinde olup, tarımsal sıkıntılar ve kıtlık, hastalıklar ve özellikle salgın hastalıklar, şanssızlıkları ifade eder.
POLLUX: Beta Geminorum, Herkules. 22 derece 35′ yengeç burcundadır. Mars karakterinde bir yıldızdır. Utanmazlık, vurdumduymazlık, soğukkanlılık gibi davranış biçimlerini anlatır. Işıklar ile ilişkide ise ya da horoskopta güçlü konumda ise gaddarlık, acımasızlık uygularını verir.
PROCYON: Alpha Canis Mindris. 25 derece 10′ yengeç burcundadır. Mars ve Merkür karakterindedir. Sembolik olarak küçük köpeği temsil eder. Şiddete varan kuvvetli aktiviteyi, başarıya ulaşmak için hırs ve arzulu olmayı, ihtirası ancak sonuçta yaşanacak trajediyi anlatır.
RAS ALHAGUE: Alpha Ophiuchi 21 derece 42′ yay burcundadır. Satürn ve Venüs karakterindedir. Cinsel konulardaki saplantı ve çarpıklıkları, cinsel sorunları ve bunların ruhsal dışa vurumunu, cinsel yaşamın toplum ilişkilerine sorun olmasını ifade eder.
RASTABAN: Beta Drakonis. 11 derece 15′ yay burcundadır. Satürn ve Venüs karakterindedir. Küçük kazaları ifade eder.
REGULUS: Ksalb, Alpha Laonis. 29 derece 21′ aslan burcundadır. Mars ve Jüpiter karakterindedir ve mor renkli parlak bir yıldızdır. Genel konumlarda şansı ifade eder. Işıklar ile birleştiğinde ise evliliğin getireceği şans ve zenginliği, ancak hayatın sefalet ile son bulmasını anlatır. Sembolik olarak aslanın başını temsil eder.
PLAIDES: 20 derece 30′ boğa burcunda bulunan yedi yıldızdır. Boğa’ nın boynuzunu sembolize eder. Yıldızlar güneş yada ay ile birleştiklerinde yada doğumsırasında ASC üzerinde iseler, yüzde yaralara, utanç ve onur yitirmeye, tutuklanma ve hapis olmaya, insani duyguların yitirilmesine, agresifliğe işaret ederler. Çok sert etkili bir gruptur.
RİGEL: Beta Orionis. 16 derece 08′ ikizler burcundadır. Boğa‘ nın güney gözünü temsil eden iyi huylu bir yıldızdır. Jüpiter ve Mars karakterindedir. ASC yada MC ile birleşiyorsa yüksek onur, zenginlik ve her alanda mutluluk habercisidir. Ün ve buluş yeteneğini simgeler.
SCHEAT: Beta Pegasi. 28 derece 43′ balık burcundadır. Satürn karakterinde olup, şiddetli ölümü ifade eder.
SİRİUS: Alpha Canis Majoris, Canicula. 13 derece 23′ yengeç burcundadır. Mars, Jüpiter ve Satürn karakterindedir. İtibarı ve sosyal mevkii ifade eder.
SPICE: Azimech, Alpha Virginis. 23 derece 08′ terazi burcundadır. Venüs ve Mars karakterinde olup, sanat ve bilim sevgisini ifade eder.
UNUK EL HAİHA: Alpha Serpentis. 21 derece 23′ akrep burcundadır. Satürn ve Mars karakterindedir. Her tür kaza ve aksilikleri, kullanılan cihaz ya da eşyaların arızalarını ifade eder.
VEGA: Wega, Alpha Lyrae. 14 derece 36′ oğlak burcundadır. Venüs ve Merkür karakterindedir. Zenginlik ve itibarı temsil eder.
VİNDEMİATRİX: Epsilon Vinginis. 09 derece 16′ terazi burcundadır. Satürn ve Venüs karakterindedir. Zor konumları ifade eder.
ZOSMA: Delta Leonis. 10 derece 35′ başak burcundadır. Satürn ve Venüs karakterindedir. Egoistliği ve moralsizliği ifade eder.
ZUBAN EL GENUBİ: Kiffa Australis, Alpha Librae. 14 derece 23′ akrep burcundadır. Satürn ve Mars karakterindedir. Şanssızlığı ifade eder.
ZUBAN EL SCHEMALİ: Kiffa Borealis, Beta Librae. 18 derece 40′ akrep burcundadır. Jüpiter ve Merkür karakterindedir. Başarı ve şansı temsil eder.

19.01.2020

Ortaçağ Avrupası’nda Kadın Aşağılamanın Diğer Adı: Cadılık


Ortaçağ Avrupası’nda Kadın Aşağılamanın Diğer Adı: Cadılık

Sihir ve büyü gibi kavramlar günümüz dünyasında bir korku aracı olarak değil, eğlenceli birer kandırılmışlık hali olarak görülüyor. Cadı figürleri ise sivri uçlu şapka, tatlı bir çehre ve uzun bir süpürgeyle tasvir edildiği için, fazlasıyla sempatik bulunuyor insanlar tarafından. Ama ne yazık ki Ortaçağ Avrupası’nda durum bu kadar sevimli değildi. Pek çok kadın cadılık suçlamasıyla çeşitli işkenceler sonucunda vahşice katledilecek ve hatta yüzlerce insanın gözü önünde canlı canlı yakılacaktı.
14. yüzyılda, sihir türlerini kovalayıp çeşitli kara büyülerle uğraşan kişiler erkeklerdi aslında. Avrupalının inanışına göre bu tarz meziyetlerin büyük bir bilgi birikimi barındırması gerekiyordu ve neredeyse okuma-yazması bile olmayan kadınların bu bilgilere ulaşabilmesi mümkün değildi. Kadınları görmezden gelip erkekleri eğitmek çok daha önemliydi Avrupa için. Bu nedenle yavaş yavaş ortaya çıkan yetenekli kadınların ilimlerini kabul edemediler ve “sapkınlık” adıyla nitelendirip cezalandırma yolunu seçtiler. Her zaman üstün olan taraf erkekler olmalıydı çünkü.

1487’de Heinrich Kramer ve Jacop Sprenger, Cadıların Çekici adlı eserlerinde; “Bütün cadılar şehvet sonucunda ortaya çıkıyor. Kadınların kontrol edilemeyen cinselliği, onları meydana gelecek şeytani olayların potansiyel suçluları haline getiriyor” sözlerine yer verdiler. Kitap, cadılarla mücadele eden bütün rahiplere birer kopya olarak dağıtıldı. “Cadıların Çekici”nin yaydığı fikirlerden sonra daha da acımasız bir şekilde hedef tahtasına koyuldu kadınlar. Aynı zamanda bir rahip olan Kramer ve Sprenger, bütün kadınların cadılıkla alakası olduğunu iddia ediyorlardı. Hatta onlara göre Katolik inancına en büyük zararı veren kişiler de ebelerdi. Çünkü doğum gibi kutsal bir olayın nasıl üstesinden gelinerek böylesine başarıyla sonuçlandırıldığını bir türlü anlayamıyorlardı. Bu noktada kesinlikle sihir veya büyünün bir etkisi olmalıydı.
Cadılığın ölümle cezalandırılması, 1532’de Roma İmparatoru V.Charles tarafından yürürlüğe konan Lex Carolina ile resmileşecekti. Başlarda kimsesiz, yaşlı, fakir ve çirkin kadınların cadılık yaptığına inanıp, kurbanlarını bu kriterlere göre seçtiler. Herhangi bir hastalığa otlarla çare bulan şifacılar da yine aynı şekilde bu kıyımdan paylarını alacaktı. Ormandan bitki toplayıp, hekimlerin olmadığı kasabalarda hastaları tedavi eden bu kadınlar, gitgide toplum tarafından dışlanmaya başladılar. Ayrıca kadınların Pazar ayininde fazla içten dua etmesi (çok günah işlediği iddiasıyla), gündüzleri uyuması (geceleri şeytan ile ayin yapması nedeniyle), fazla güzel olması (güzelliği ile büyülediği düşüncesiyle) ve fazla çirkin olması da cadılık alameti olarak kabul edildi. Çünkü Ruhban sınıfına ait din adamları kendi yarattıkları hayale inanarak, cadıların varlığını kanıtlamaya ve onları yok etmeye çalışıyorlardı. Bunu yaparken masum insanları koruduklarını iddia edecek kadar da pervasızlardı.

Basit bir çekememezlikten doğan asılsız ihbarlar sonucunda bile, hiçbir sorgulama yapılmaksızın katlediliyordu kadınlar. Şeytanın yalanlarıyla baştan çıkarıldıklarına, belirli hayvanların sırtına binerek Tanrıça Diana ile uçabildiklerine inanılıyordu. Hatta bununla da yetinmeyen rahipler, cadıların bir araya geldikleri ayin gecelerinde (sabbat) bebekleri yediklerini ve cinsel sapkınlıklar yaptıklarını söylediler. Rivayete göre bir cadı süpürgesini suya sokup bazı sözler mırıldanırsa şeytan kolaylıkla fırtına ya da sel çıkartabilirdi.

Sabbat tasviri
Engizisyon Mahkemesi’nin yargıçları zamanla tutuklama kıstasını genişlettiler. Soylular, rahibeler ve genç kızlar da artık cadılıkla suçlanabiliyordu. Bunun için tek bir ihbarın yeterli olduğu gerçeği, sosyal durum gözetmeksizin bütün kadınları tutuklanma tehdidiyle karşı karşıya bıraktı. Toplum içerisinde hoş görülmeyen bir kadın davranışı bile cadılıkla özdeşleştiriliyordu artık. İşin en ilginç kısmı ise maddi boyutta karşımıza çıkıyor. Suçlanan kadınların mal varlığının 2/3’si feodal hükümdara kalıyor, geri kalan 1/3’i de sorgulayan hakim, cellat ve ihbar eden kişi arasında paylaştırılıyordu. Buradan da anlaşılacağı üzere yüzlerce masum kadın çok ciddi bir çıkar çarkının işlemesi uğruna kurban edilmiş, büyük paralar kazandırma vaadi ile asılsız ihbarların önü açılmıştı. Cadı avına çıkmak için ortam ve şartlar son derece müsaitti.

Bütün bunların yanı sıra kilise; İncil ve Tevrat’tan seçilen bazı ayetleri de kullanarak, yapılan vahşeti meşrulaştırıyordu:
Çık.22: 18 “Büyücü kadını yaşatmayacaksınız.”
Lev.20: 6 “‘Kim cincilere, ruh çağıranlara danışır, bana ihanet ederse, ona öfkeyle bakacak, halkımın arasından atacağım.”
Toplum içerisinde de havada süpürgeyle uçan kadınların varlığından sıkça bahsediliyordu. Bu görüşe itiraz edip süpürgeyle uçmak gibi bir eylemin olmadığını söyleyenler ise şiddetle cezalandırılıyordu kilise tarafından. Cadılar şeytanla ilişkiye giren güçlü ve tehlikeli yaratıklardı çünkü. Fakat ne hikmetse böylesine üstün yeteneklere sahip olan bu kadınlar, sıradan insanların eline düşmekten bir türlü kurtulamıyorlardı. Kendi canlarının yakıldığı yetmiyormuş gibi bir de başka cadıların ismini vermeye zorlanıyorlardı.
Onlara sorulan sorulardan bazıları ise şunlardı:
“Kedi, kurbağa, yarasa gibi hayvanlarla aranız iyi midir?”
“Suya düşünce batmadan yüzeyde kalabiliyor musunuz?”
“Yemek pişirirken büyük siyah kazan kullanır mısınız?”
Zavallı kadınlar çoğu zaman cadı olduğunu itiraf ederek hemen öldürülme yolunu seçtiler. Aksi takdirde yapılan işkenceler dayanılacak gibi değildi. Bütün kıyafetleri çıkartılıp kemikleri tek tek kırılıyor, etleri lime lime parçalanıyor, bakire olup olmadıklarının anlaşılması için tecavüze uğruyorlardı.
Avrupa’nın kara lekesi olarak bilinen bu vahşi uygulamalar 17. yüzyılın dördüncü çeyreğine doğru son bulacak ve katledilen yüzlerce masum kadın, maalesef manasız bir cinsiyet nefretinin kurbanı olarak tarihe geçecekti.

Kaynak: 1, 2, Yücel Aksan, “1450-1750 Yılları Arasında Avrupa’da Cadılık”,
Hetta Howes, “Ortaçağ’ın Şeytan Üçgeni: Cadılar, Sihir, Tıp”

KAYNAK: https://www.wannart.com/ortacag-avrupasinda-kadin-asagilamanin-diger-adi-cadilik/